HİPERTİROİDİ (TİROİD BEZİNİN FAZLA ÇALIŞMASI)

Tiroid bezi boynun ortasında yer alan iki loblu bir bezdir. T3 ve T4 adlı tiroid hormonlarını üretir. Beyinde yer alan hipofiz bezinin tiroid bezini, tiroid stimülan hormon (TSH) ile uyarması sonucu T3, T4 üretilerek kana salınır. Hipertiroidi tiroid bezinden salgılanan tiroid hormonlarının fazlalığını ifade eder. Dolaşımda T3 ve T4 düzeyinin yüksek olmasına da hipertiroidi denir.

Tiroid hormonları vücut metabolizmasının devamı için gereklidir ancak fazla olması ve tedavi edilmemesi halinde kalp yetmezliğinden, kemik erimesine kadar birçok hastalığa sebep olabilir. Hipertiroidi genellikle yavaş başlangıçlı olmakla birlikte ani başlangıçlı da olabilir.

HİPERTİROİDİ NEDENLERİ (ve benzer belirtiler oluşturan tirotoksikoz nedenleri):

Hipertiroidi nedenleri Graves Hastalığı ve fazla çalışan tiroid nodülleridir. Burada sayılan diğer maddeler hipertiroidiye benzer belirtiler oluşturan tirotoksikoz nedenleridir.

  • 1. Graves Hastalığı

    Graves hastalığı hipertiroidinin en sık sebebidir. Sıklıkla 20-40 yaş arası kadınlarda görülmekle birlikte her iki cinsiyette ve her yaşta görülebilir.  Graves hastalığında bağışıklık sisteminden salgılanan antikorlar tiroid bezini etkileyip fazla hormon üretilmesine neden olur. Graves hastalığında tiroid bezi büyüyerek guatra sebep olabilir.

  • 2. Hiperfonksiyonlu tiroid nodülleri (toksik adenom, toksik multinodüler guatr)

    Tiroid nodülleri tiroid bezinde yer kaplayan, çevresindeki normal tiroid dokusundan kıvam olarak farklı, radyolojik olarak sınırları ayrılabilen küresel veya ovoid şekilli nodüler lezyonlardır. Tiroid nodüllerinin aşırı miktarda tiroid hormonu üretmesi sonucu hipertiroidi ortaya çıkabilir. Bu nodüller sıcak nodül, toksik nodül, birden fazla olduğunda  ise toksik multinodüler guatr olarak adlandırılır.

  • 3.Tiroiditler

    Tiroiditler, tiroid bezinin inflamasyonu sonucu hormon depolayan hücrelerin hasarına bağlı yüksek miktarda tiroid hormonunun kan dolaşımına salınımına neden olan bir grup hastalıktır.

    • a. Subakut  Tiroidit: Genellikle viral üst solunum yolu enfeksiyonunu takiben ortaya çıkan ve kendini sınırlayan bir hastalıktır. Genç erişkin ve orta yaşlarda hastalık sıklığı artar, ilerleyen yaşlarda ise azalır. Görülme sıklığı 100.000 de 5 civarındadır. Kadınlarda erkeklere göre 3-4 kat yüksektir. Üst solunum yolları enfeksiyonlarını takiben gelişmektedir. Tirod bezinde inflamasyon gelişir ve sonucunda tiroid bezinde depolanmış hormonlar kana salınır. Tiroid bezi bölgesinde kulağa vuran, yutkunmakla artan ağrı, boyna dokunmakla ciddi ağrı ve hassasiyet söz konusudur.  Ağrının yanı sıra yorgunluk, kas-eklem ağrıları, ateş gibi grip benzeri semptomlar vardır. Hastalık genellikle yavaş seyirli olup, bir iki haftada ortaya çıkar ve beş altı hafta, bazen aylarca sürer. Hipertiroidi semptomları genellikle hafif olmakla birlikte bazı hastalarda şiddetli olabilir. Hastalığın ilerleyen döneminde olguların %5’inde hipotiroidi (tiroid hormonların düşük olması) bulguları gelişebilir.

    • b. Lenfositik (Sessiz) Tiroidit: Lenfositler (beyaz kan hücreleri) tarafından gelişen inflamasyon sonucu hipertiroidiye benzer bir tablo gelişir. Tiroid bezi bu hastalıkta subakut tiroiditten farklı olarak ağrısızdır. Kendi kendisini sınırlayan bir hastalıktır. Hafif çarpıntı, terleme, huzursuzluk gibi şikayetler ile hiç fark edilmeden klinik atlatılabilir. Kendini sınırlayan hastalık olduğu için genellikle tedavi edilmeksizin izlenir.

    • c. Postpartum Tiroidit: Gebelik sonrası gelişen tiroid inflamasyonudur. Gebelerin %8-10’unda görülür. Tiroid bezi ağrısızdır, ancak şiş olabilir. Hipertiroidi semptomları hafif derecede olabilir.

  • 3. İlaçlar

    Amiodaron, yaygın olarak kullanılan ve iyot içeren kalp ritim bozukluklarında sıklıkla kullanılan bir ilaçtır. Ağırlığının %37’si kadar iyot içerir. Amiodaron kullanan hastaların %14-18’inde tiroid fonksiyon bozukluğu gelişebilir. Amiodaron kullananımı iyot yeterli bölgelerde hipotiroidiye (kanda tiroid hormonlarının düşüklüğü), iyot eksikliği bölgelerinde ise daha çok hipertiroidiye yol açabilir.

    Hipotiroidi nedeniyle kullanılan hormon tedavisinin fazla kullanılması ve bazı kanser ilaçlarına bağlı olarak da hipertiroidi tablosu gelişebilir.

HİPERTİROİDİ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ

  • Aile öyküsü olması
  • Kadın cinsiyet
  • Otoimmün hastalıkların varlığı: Tip 1 diyabet, pernisiyöz anemi, primer adrenal yetmezlik gibi otoimmun hastalıklara sahip olmak.

HİPERTİROİDİ KOMPLİKASYONLARI

Hipertiroidi pek çok komplikasyona neden olabilir. Hipertiroidizmin neden olduğu komplikasyonların başında kalp problemleri gelir. Kalp ritminin artması ve ritm bozukluğu ile karakterize atrial fibrilasyon tablosuna neden olabilir. Atrial fibrilasyon ise inme ve kalp yetmezliği görülme riskini artırır.

Tedavi edilmemiş hipertiroidi zayıf, kırılgan kemiklere (osteoporoz) neden olabilir. Kemiklerin dayanıklılığı yapısında yer alan kalsiyum ve diğer minerallere bağlıdır. Uzun süre yüksek miktarda tiroid hormonları mevcut kalsiyumun etkin şekilde kemiklerde depolanmasını engelleyerek zayıf kemiklere, osteoporoza ve nihayetinde de kemik kırıklarına neden olabilir.

Graves, bazı hastalarda oftalmopati adı verilen göz ile ilişkili semptomlara neden olabilir. Göz arkasındaki yumuşak doku ve kasların şişmesine bağlı olarak göz küresi normalde olduğundan daha önde görülür. Göz tutulumu olan hastaların %3-5’inde görmeyi tehdit edecek ciddi göz tutulumu mevcuttur. Sigara içmek Graves ile ilişkili göz tutulunu gelişimi açısından risk yaratmaktadır. Sigara içenlerde Graves’in göz tutulumu (tiroid oftalmopati) gelişme riskinde 7-8 kat artış söz konusudur. Göz tutulumunun ciddiyeti, içilen sigara sayısıyla doğrudan ilişkilidir. Sigara mevcut semptomların kötüleşmesine de neden olmaktadır. Ayrıca sigara tedavilerin etkinliğini de azaltmaktadır. Sigarayı bırakanlarda göz semptomlarının kötu¨leşme riski azalmaktadır.

Tiroid oftalmopatili hastalarda aşağıdaki semptomlar izlenir:

  • Göz kuruluğu
  • Şiş, kızarık gözler
  • Göz yaşarması
  • Işık hassasiyeti
  • Bulanık veya çift görme
  • Göz hareketlerinde kısıtlılık
  • Göz küresinin dışa doğru çıkık görüntüsü

Hipertiroidi hayatı tehdit eden tiroid krizine neden olabilir. Tiroid krizi hipertiroidi bulgularının daha belirgin olduğu ve yeterli tedavi yapılmadığı durumlarda görülür. Genellikle Graves hastalığına bağlı hipertiroidiye bağlı olarak görülmesine rağmen, diğer hipertiroidi şekillerinde de ortaya çıkabilir. Tanısı ve bulguları hipertiroidi ile benzerlik gösterir. Tiroid krizinde hipertiroidi belirti ve bulguları daha abartılı olmakla birlikte esasen hayatı tehdit eden organ yetmezlikleri tabloya eşlik eder. Ateş, bulantı, kusma, şuur bulanıklığı gibi bulgu ve belirtiler tabloya eklenebilir. Tam gelişmiş tiroid krizine az rastlanılmakla birlikte, kriz tehdidi taşıyan ve ağır hipertiroidi bulguları gösteren hastalarla karşılaşmak daha olasıdır. Tiroid krizinin ortaya çıkmasında genellikle enfeksiyonlar, kalp krizi , cerrahi, travma ve inme gibi kolaylaştırıcı bir faktör rol oynar.

HİPERTİROİDİ SEMPTOMLARI

Hipertiroidi pek çok sağlık problemini taklit edebilir. Bu da zaman zaman tanı konulmasında güçlük çekilmesine neden olabilir. Özellikle sinirliliğin stres nedenli olduğu sıklıkla düşünülmektedir. Hipertiroidinin yol açtığı en sık semptomlar:

  • İştahta değişiklik olmaksızın, istenmeyen kilo kaybı
  • Çarpıntı
  • Düzensiz kalp ritmi
  • Aşırı terleme
  • Sıcağa tahammülsüzlük
  • Büyümüş tiroid bezi (guatr)
  • Kaslarda zayıflama, güçsüzlük
  • Sinirlilik
  • Anksiyete
  • Uyku problemleri
  • Güçsüzlük
  • Titreme
  • Artmış barsak hareketleri, ishal
  • Gözlerde ileri doğru fırlama
  • Adet düzensizliği
  • Jinekomasti (erkeklerde meme büyümesi)
  • Cinsel istek kaybı

HİPERTİROİDİ TANISI

Hastanın hikayesi, fizik muayene ve semptomlar sonrasında hipertirodiden şüphelenildiğinde ilk istenecek tetkik TSH ve T4 ölçümüdür. T4 düzeyleri normal bulunması halinde klinik şüphe devam ediyorsa kandan T3 düzey tayini yapılır. Düşük TSH yüksek T4 ve/veya yüksek T3 hipertiroidi tanısı konulmasını sağlar.

Laboratuar tetkikleri ile hipertirodi tanısı konulmasının ardından hipertiroidiye neden olan faktörün araştırılması için; tiroid bezinin dolaşımdan iyot tutma oranın araştırıldığı radyoaktif iyot uptake testi, Graves hastalığında yükselen tiroid reseptör antikoru (TRAB), tiroid bezinin büyüklüğünün, tiroiditin ve nodüllerin değerlendirilmesi için tiroid  ultrasonu ve tirod sintigrafisi gibi ek yöntemlere başvurulabilir.

HİPERTİROİDİ TEDAVİSİ

Hipertiroidi tedavisi ilaç , radyoaktif iyot tedavisi ve cerrahi tedaviden oluşur. Hangi tedavi şeklinin seçileceği hastanın yaş, ek hastalıklar, hastalık ciddiyetine göre değişiklik gösterir.

  • 1. İLAÇ TEDAVİSİ

    Medikal tedavide iki ana grup ilaç bulunur. Bunlar tiroid hormon sentezini azaltan (anti-tiroid ilaçlar) ve tiroid hormon etkilerini azaltan ilaçlardır.

    Anti-tiroid tedavi alan hastaların %15’inde kaşıntı, kızarıklık, cilt döküntüsü, eklem ağrısı gibi minör yan etkiler görülebilir. Nadiren ise daha ciddi yan etkiler ortaya çıkabilir. Anti-tiroid tedavini başlangıcı sonrasında nadiren agranülositoz görülebilir. Agranülositoz beyaz kan hücrelerinin ciddi miktarda azalmasıdır. Hayatı tehdit eden bir durumdur. Bu nedenle tedavi süresince boğaz ağrısı, ateş gibi enfeksiyon belirtileri izlendiğinde bir an önce ilaç bırakılarak, hastaneye başvurmak gerekir. Agranülositoz geliştiyse mevcut enfeksiyoz durumu hayatı tehdit edici boyuta gelebilir. Anti-tiroid tedavinin bırakılması ardından genellikle 1 haftada agranülositoz düzelir. Tedavi süresince tiroid hormon seviyeleri periyodik olarak izlenmelidir.

    Anti-tiroid ilaç tedavisi alan hastalarda karaciğer enzimleri de bazen yükselebilir ve bu açıdan takip edilmeleri gerekir. Bu hastalar bazen gözlerinde sararma farkedebilirler.

    Anti-tiroid ilaçlar T3 ve T4 ün her ikisini de azaltırlar ancak T3 azalması uzun zaman alabilir. Tiroid hormon etkilerini azaltan ilaçlar hormon seviyesini etkilemeksizin etki gösterirler. Saatler-günler içerisinde semptomatik iyileşme sağlayarak kalp hızının, terlemenin, titremenin azalmasını sağlarlar.

  • 2.RADYOAKTİF İYOT TEDAVİSİ

    Tiroid hormon üreten hücrelerin harap edilerek hormon üretiminin durmasına neden olur. Tiroid bezi hormon üretebilmek için iyoda ihtiyaç duyar. Kandaki iyodu toplayarak tiroid hormon sentezinden kullanır. Ağızdan kapsül formunda alınan radyoaktif iyot kana karışarak tiroid bezine ulaşır ve hormon üreten hücreleri harap eder. Etkisi 6-18 haftada görülmeye başlar. Hastaların büyük bir kısmında radyoaktif iyot tedavisi sonrası sıklıkla hipotiroidi (tiroid hormon düşüklüğü) gelişmesi nedeniyle hayat boyu tiroid hormon takviyesi kullanmaları gerekir. Ciddi hipertiroidisi olan hastaların ikinci kez radyoaktif iyot tedavisi alması gerekebilir. Tedavi sonrası hastaların 5-7 gün boyunca radyasyon maruziyeti açısından çocuklar ve gebelerden uzak durması gerekir. Radyoaktif iyot tedavisinin gebeler ve emziren annelerde kesinlikle uygulanmaması gerekir.

  • 3.CERRAHİ

    Cerrahi tedavi ile hipertiroidi kesin olarak tedavi edilebilir. Ancak sinir hasarı, kalsiyum metabolizmasını kontrol eden paratiroid bezi hasarına yol açabilmesi gibi komplikasyonlar nedeniyle hipertiroidinin tedavisinde sıklıkla tercih edilmemektedir. Medikal veya radyoaktif tedavinin hasta için uygun olmaması halinde takip edilen doktor tarafından tercih edilebilir. Cerrahi, deneyimli cerrahlar tarafından yapıldığında komplikasyon riski azalmaktadır. Cerrahi öncesi, hipertiroidinin hayati risk oluşturması nedeniyle tiroid hormon düzeyinin normal sınırlarda olması gerekir. Bunun için medikal tedaviye hatta radyoaktif iyot tedavisine ihtiyaç duyulabilir. Cerrahi sonrası tiroid bezinin tam olarak çıkarılması durumunda yeterli tiroid hormonu olmaması nedeniyle hayat boyu tiroid hormon desteğine ihtiyaç duyulur.

Hipertiroidizmin uygun tedavisi için Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları uzmanına başvurulmalıdır.