JİNEKOMASTİ (MEMELERDE BÜYÜME)

Jinekomasti nedir?
Jinekomasti meme dokusunun benign (iyi huylu) olarak büyümesine verilen isimdir. Jinekomasti erkeklerde en sık görülen meme hastalığı olup meme başı etrafında sert veya lastik kıvamında, konsantrik ve simetrik olarak büyüyen kitleler söz konusudur. Burada memenin kendi dokusu artmaktadır. Özellikle şişman olan kişilerde memede de büyüme olmaktadır. Bu kişilerde jinekomasti benzeri bir görünüm ortaya çıkmakla birlikte bu kişilerde olan duruma yalancı jinekomasti (pseudojinekomasti) ismi verilmektedir. Memede artan yağ dokusu bu tabloya sebep olmaktadır.
Jinekomasti anksiyete, psikososyal huzursuzluğa sebep olması ve meme kanseri gibi durumlarla karıştırılabileceği için hastaların doğru bir şekilde incelenmesi son derece önemlidir.

Jinekomasti hangi sıklıkta görülür?
Jinekomasti sık karşılaşılan bir problem olup özellikle de erkeklerin yaklaşık %30'u hayatları boyunca bu problemle karşılaşmaktadırlar. Özellikle yaşamın üç döneminde, jinekomasti sıklığı pik yapmaktadır. Doğumun hemen sonrasında ,jinekomasti artış göstermektedir. Gebelik esnasında plasentada bir takım hormonal değişimler ve puberte (ergenlik) döneminde de hormonal dalgalanmalar yine jinekomastiye neden olmaktadır. Ergenlikte  bu  oran %70'lere kadar ulaşabilmektedir. Büyüyen meme dokusu bu yaştaki gençlerde yoğun bir kaygı ve sosyal fobi oluşturmaktadır. 10-12 yaşlarda başlayan jinekomasti özellikle 13-14 yaşlarda en yüksek düzeye ulaşmakta, zaman içerisinde gerileyerek 17 yaşından sonra nadiren görülmektedir. Son zirve ise 50-80 yaş arasında olmakta ve bu yaş grubunda artan yağ dokusunda androjenler (erkeklik hormonları) östrojenlere (kadınlık hormonu) dönüşmekte ve bu dönüşüm de meme dokusunu büyütmektedir. Bu dönemde kullanılan birtakım ilaçlar (daha az sıklıkta kullanılan tansiyon ilaçları; ör: Spiranolakton, bazık antidepresanlar, eski dönemlerde kullanılan mide ilaçları, östrojen içeren ilaçlar, prostat tedavisinde kullanılan testosteron üretimini baskılayan ilaçlar) da jinekomastiye sebep olabilmektedir.

Jinekomasti nasıl oluşmaktadır?
Jinekomastinin oluş mekanizmasında temelde östrojen ile testosteron arasındaki dengenin östrojen lehine bozulması bulunmaktadır. Burada artmış östrojen üretimi veya azalmış androjen üretimi ya da her ikisi birarada olabilir. Östrojen meme dokusunun büyütücü hormonu gibi çalışır. Bu hormon meme içerisindeki dokuları uyarır ve bu dokuların büyümesini sağlar. Burada cevap bulması gereken en önemli soru altta yatabilecek ve östrojen sentezinin artmasını sağlayacak vücudun diğer kısımlarında özellikle de testiste yer alabilecek tümöral dokulardır. Meme dokusu içerisinde yeralan bazı hormonlar da meme dokusu içerisindeki östrojen miktarının artmasını sağlayarak meme dokusunun büyümesini kolaylaştırırlar. Memeden süt salınımını uyaran prolaktin hormonunun artışı da jinekomastiye sebep olabilir. Prolaktin, meme dokusunu uyarmaktan öte daha çok dolaylı olarak testosteron üretilmesini azaltarak jinekomastiye sebep olur.  

Tablo 1: Jinekomastinin ortaya çıkma mekanizmaları


Östrojenlerin düzeyinde artış

Üretimin artışı (testisler/böbrek üstü bezi/plasenta)

Yağ dokusunda testosterondan östrojene dönüşüm
Östrojenlerin vücutta yıkılmasında azalma
Dışarıdan östrojen alımı

Testosteron düzeyinde azalma

Azalmış üretim

Yıkılmasında artış
Etkin olan düzeyinde azalma (bazı bağlayıcı proteinlerin artışı)

Adrojenlerin etkinliğinde azalma (bağlanma kısımlarında azalma)

Meme dokusunda östrojene duyarlılığın artışı

Bazı hastalarda jinekomasti sıklıkla görülmektedir. Jinekomastinin saptanması halinde bu hastalıkların varlığı mutlaka araştırılmalıdır.

Tablo 2: Jinekomastinin birlikte olma ihtimali olan hastalıklar

Fizyolojik

Yenidoğan
Puberte
Glişimsel

Hastalıklara bağlı

Siroz
Beslenme yetersizliği
Testosteron yetersizliği
Testis kanseri
Hipertiroidi
Böbrek yetersizliği
Böbrek üstü bezi tümörleri
Testosteronun vücutta etkisizliği
Tip 1 Diyabetes mellitus
İleri stres altında bulunma

İlaçlar

Sebebi bilinmeyen

Jinekomastili hasta nasıl değerlendirilmelidir?
Meme büyümesi olan tüm erkek hastalarda şu sorulara cevap verilmelidir:

  1. Ne zaman ortaya çıktı?
  2. Ağrı ve hassasiyet var mı?
  3. Büyüme, meme dokusu ya da yağ dokusu kaynaklı mı?
  4. Hastada meme kanseri bulguları var mı?
  5. Hastada testis kanseri bulguları var mı?
  6. Hasta meme büyümesinden rahatsızlık duyuyor mu?

 Eğer kişinin jinekomastisi uzun zamandan beridir mevcut ise ve hasta sağlıklı ise ileri değerlendirmeye sıklıkla gerek olmayabilir. Ancak yeni ortaya çıkan, hızla büyüyen, meme dokusu ebatının 5 cm'nin üzerine çıktığı, memenin ağrılı veya hassas durumlarında ise altta yatabilecek nedenleri dikkkatle araştırmak gereklidir.

Jinekomastili hastadan hangi testler istenmelidir?
Bu hastalardan ilk olarak karaciğer ve böbrek fonksiyonları, hormon testleri (östrojen, testosteron, hipofiz hormonları, böbrek üstü bezinden salınan DHEA-SO4, vb.) gibi testler planlanmalıdır. Eğer hastanın testisleri küçük ve testosteron düzeyi düşük ise genetik inceleme gerekli olabilmektedir. Bu hastaların tanısı sıklıkla Klinefelter Sendromu olarak konulmaktadır. Eğer testlerin sonucunda anlamı bir sonuca ulaşılamaz ise idiopatik (sebebi bilinmeyen) jinekomasti olarak değerlendirilebilir.

Jinekomastinin tanısında hangi görüntüleme metodları kullanılır?
Meme ultrasonografisi, jinekomastinin tanısında kullanılan ilk yöntemdir. Meme ultrasonografisi büyüyen dokunun meme dokusu mu yoksa yağ dokusu mu olduğunu ayırt edebilir. Eğer meme kanserini düşündüren bir bulgu var ise mutlaka mamografi yapılmalıdır. Ultrasonografi, testislerin görüntülenmesi için , çok ideal bir görüntüleme metodudur. Şunu da belirtmekte fayda var ki eğer altta yatan herhangi bir sebep düşünülmediği taktirde ileri düzeyde görüntüleme yapmak da gerekli değildir.

Jinekomastide doku biyopsisi gerekli midir?
Eğer görüntüleme metodları ile jinekomasti ile meme kanseri arasında ayrımı yapmak mümkün olmadığı takdirde meme biyopsisi yapmak gereklidir. Ancak jinekomasti hastalarında meme biyopsisi yapılmasına çok nadiren ihtiyaç duyulur.

Jinekomasti nasıl tedavi edilmelidir?
Jinekomasti büyük sıklıkla iyi huylu ve kendi kendine iyileşen bir durum olduğu için çoğu vakada özel bir tedaviye ihtiyaç olmamaktadır. Özellikle puberte (ergenlik) döneminde ortaya çıkan jinekomastiler 6 ay-2 yıl arasında kendiliğinden gerilemektedir. Erişkinlerde de uzun zamandır var olan jinekomasti durumunda sıklıkla tedaviye ihtiyaç yoktur. Bununla birlikte özellikle erişkinlerde 1 yıldır devam eden jinekomastilerde meme dokusunun yerini fibrotik doku almakta ve gerileme ihtimali azalmaktadır. Bu hastalarda eğer memede ağrı, gerginlik olursa veya hastalarda bu durum ile ilgili psikososyal sıkıntılar varsa ilaç veya cerrahi tedaviye ihtiyaç duyulabilir.

Tedaviye altta yatan duruma göre karar verilir. Başka bir hastalığa bağlı ortaya çıkan jinekomasti halinde altta yatan durumun düzeltilmesi jinekomastinin gerilemesi için de önemli bir seçenek sunmaktadır. Özellikle testosteron yetersizliği olan bir kişide eksik olan hormonun yerine konması ile jinekomasti gerileyebilir. Öte taraftan testosteron vücuttaki östrojenin kaynağı olduğu içn bu hastalarda testosteron verilmesi sonrasında östrojen düzeyinde de artış olabilir ve bu artış da jinekomastinin ilerlemesine sebep olabilir. Bunun dışında birtakım ilaçların da jinekomasti tedavisinde kullanılabileceğine yönelik bilgiler vardır. Bu ilaçlar eksik olan androjenleri yerine koymak, östrojenin etkisini azaltmak ya da östrojen sentezinin azaltılmasında etkileri olan ilaçlardır ancak bu ilaçların erken dönemde etkileri olabilmektedir.

Eğer jinekomasti süreci bir yılı aşkın bir zamandan beri varsa ilaç tedavisine cevap alabilmek oldukça düşük bir ihtimaldir. Bu hastalarda cerrahi tedaviye daha çok ihtiyaç ortaya çıkar. Ancak cerrahi yapılmadan önce altta yatan sebebin düzeltilmesi çok önemlidir. Aksi durumda zaman içerisinde tekrar ortaya çıkabilmektedir.

Sonuç olarak jinekomasti varlığında mutlaka detaylı bir inceleme yapılmalı, altta yatabilecek sebepler araştırılmalı ve sonrasında ise uygun tedavi planlanmalıdır.

Eğer jinekomastiniz varsa endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı ile görüşmeniz halinde sizin için en uygun değerlendirme yapılacaktır.