MENOPOZ

Menopoz Nedir?

Menopoz, yumurtalık (over) aktivitesindeki kayıp sonucu adet kanamalarının (menstrüasyonun) kalıcı bir şekilde sonlandığı doğal bir dönemdir. Menopoz sözcüğü eski Yunanca’daki men (ay) ve pausis (sonlanma) sözcüklerinden köken almaktadır. Bu dönemde yumurtalıklardan yumurta (oosit) üretiminin yanı sıra östrojen ve progesteron gibi hormon yapımı da durmaktadır. Menopoz aniden olmayan aylar-yıllar içerisinde adet düzeninde değişiklikler ile devam eden ve sonunda adet kanamalarının kesildiği bir süreçtir. Bu süreçte kadınların önemli bir kısmında menopoz ile ilgili belirtiler görülmektedir. Menopoz şikayetler açısından kadından kadına farklılık gösteren, farklı biyolojik, psikolojik ve sosyal sonuçları olabilen bir durumdur. Dünyada ortalama menopoz yaşı 51 yaş olarak bildirilmekle birlikte kadınların %95’i 45-55 yaş arasında menopoza girmektedir. Kadınların %5’i 55 yaşından sonra (geç menopoz), %5’i 40-45 yaş arasında, %1’ide 40 yaşından önce (erken menopoz) menopoza girmektedir. Ülkemizde menopoz yaşının ortalama 46-48 yaş olduğu bildirilmektedir.

Menopoz nasıl sınıflandırılır?

Menopoz oluşum biçimlerine göre sınıflandırılabilir: Doğal menopoz: Kadınların 45 yaşından sonra herhangi bir girişim olmaksızın menopoza girmesidir. Erken menopoz: Kadınların 45 yaşından önce menopoza girmesidir. Birçok hastalık erken menopoza neden olabilmektedir. Erken menopoza giren bir kadın ileri tetkik ve tedavi için doktora başvurmalıdır. Cerrahi veya tedaviler sonrası gelişen menopoz: Yumurtalıkların cerrahi olarak çıkarılması sonrası, radyoterapi-kemoterapi gibi tedavilerle yumurtalık fonksiyonlarının kalıcı olarak etkilenmesiyle ortaya çıkabilir. Cerrahi menopoz sonrası da doktora başvurulmalıdır.

Menopoz yaşını etkileyen faktörler nelerdir?

Birçok faktör menopoz yaşını etkilemekte ve menopoz yaşı kadından kadına farklılık göstermektedir. Bu faktörlerden en önemlilerden birisi genetik faktörlerdir. Aynı aileye mensup kadınların benzer yaşlarda menopoza girdiği gözlenmiştir. Afrikalı kadınların beyaz kadınlara göre daha geç yaşta menopoza girdiklerinin gözlenmesi etnik kökeninde menopoz yaşını etkileyen faktörlerden biri olduğunu düşündürmektedir. Menopoz yaşını çevresel faktörlerde etkileyebilmektedir. Sigara kullanan kadınlarda menopozun daha erken yaşlarda görülebildiği, alkol kullanımının ise menopoz yaşını geciktirebildiği gözlenmiştir. Doğum kontrol ilaçlarının menopoz yaşı üzerine etkisi gösterilmemiştir. Eğitim düzeyi düşük olan kadınlarda veya çocuk doğurmamış kadınlarda menopoz yaşının daha erken olduğu bildirilmiştir. Gençlik yaşlarında adet döngülerinin kısa olması da menopozun daha erken olmasına neden olabilecek faktörlerdendir.

Menopozun başladığı nasıl anlaşılabilir?

Birçok kadın adet döngülerinde değişimlerle menopoz dönemine girdiğini anlayabilmektedir. Adet döngülerinin normalde olduğundan daha sık veya daha az sıklıkta (ör: her 4 hafta yerine 5-6 haftada bir gibi) olması,  adet kanamalarının normalde olduğundan daha kısa sürede sonlanması, adet döngülerinden birinin veya daha fazlasının olmaması, sıcak basması, depresyon gibi menopoz ilişkili şikayetlerin olması durumlarında menopoz döneminin başladığı akla gelmelidir. Menopoz kadınların önemli bir kısmında 45-55 yaş aralığında görülmektedir. Bu nedenle 45 yaşın altında olunduğu halde menopoz belirtileri görülüyorsa doktora başvurulmalıdır. Daha önce rahimi alınmış ancak yumurtalıkları duran bir kadında adet kanamaları olmadığından adet kesilmesi fark edilmeyebilir ancak menopoz döneminde görülecek belirtiler yine de yaşanabilir.

Menopoz belirtileri nelerdir?

Menopoz döneminde bazı kadınlarda herhangi bir belirti görülmese de kadınların çoğunda aşağıdaki belirtilerden en az bir tanesi görülmektedir.

Kanama bozuklukları: Adet kanamalarında düzensizleşme, adet kanamalarının kesilmesi menopoz döneminde görülecek en önemli belirtilerdendir. Ancak sık ve yoğun adet kanamaları, adet döngüleri arasında lekelenmeler, adet kanması kesilmişken tekrar adet kanamalarının başlaması durumlarında doktora gidilmelidir.

Sıcak basmaları: Menopoz döneminde en sık görülen belirtilerdendir ve kadınların %60-80’inde ortaya çıkmaktadır. Sıcak basmaları genellikle yüz ve üst göğüs bölgesinden başlayıp tüm vücuda yayılım gösterir. Sıcak basmalarına kızarıklık, terleme, yoğun sıcaklık hissi, çarpıntı, sinirlilikte eşlik edebilir. Sıcak basmaları gece uyku döneminde olursa gece terlemeleri görülebilir. Gece terlemeleri, bir gecede bir veya daha fazla, kıyafetleri ıslatacak ve uykudan uyandıracak düzeyde olabilir. Sıcak basmaları genellikle adet kanamalarının kesilmesinden hemen önce veya kesilmesini takiben başlar. Sıklıkları değişmekle birlikte genellikle dakikalar içinde sonlanır. Sıcak basmalarının ortalama 4 yıl devam ettiği bildirilse de kadından kadına bu süre değişmektedir. Yaşamı tehdit edici değildir ancak yaşam kalitesini olumsuz olarak etkiler.

Vajinal kuruluk: Menopoz döneminde vajina ve etrafında kuruluk ve incelik görülebilir. Bu durum genital bölgede kaşıntı ve ağrılı cinsel ilişki gibi şikayetlere neden olabilir. Vajinal ve idrar yolu enfeksiyonu riskinde artış görülebilir. Genellikle menopoza girdikten sonra birkaç yılda ortaya çıkar.

Uyku bozuklukları: Menopoz döneminde toplam uykuda geçirilen zaman ve uyku derinliğinde azalma, uykuya dalmada zorlanma şikayetleri görülebilir. Gece görülen sıcak basmaları da uyku kalitesini olumsuz etkileyebilmektedir. Uyku süre ve kalitesinde bozulmalarda konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk ve huzursuzluğa neden olabilmektedir.

Psikolojik belirtiler: Menopozun başlamasıyla birlikte kadınlarda depresyon ve huzursuzluk görülebilir. Depresyon özellikle menopoz dönemi öncesinde de depresyonu olan kadınlarda görülmektedir. Depresyon başlıca bulguları mutsuzluk, bir şey yapma isteğinin kaybolması, çok uyuma veya çok az uyumadır. Menopoz döneminde halsizlik, gerginlik, sinirlilik, isteksizlik, kendine güvende azalma, konsantrasyon güçlüğü, yaşam olaylarından kolay etkilenme, iştah artışı, baş ağrısı, karakter değişiklikleri, unutkanlık, çabuk öfkelenme, toplumdan uzaklaşma isteği gibi belirtiler de görülebilir.

Diğer: Menopoz döneminde östrojen eksikliğine bağlı deride kollajen denilen maddenin azalmasına bağlı olarak erken kırışıklıklar görülebilmektedir. Kemik mineral yoğunluğunun azalması sonucu kemik erimesi (osteoporoz) ortaya çıkabilmektedir. Kadınlar üreme döneminde erkeklere göre 2.5-4.5 kat daha az kalp hastalığı riskine sahip iken, menopoz döneminde erkeklerde görülen seviyelere ulaşırlar. Östrojen kalp damar hastalık riskini azaltan bir hormondur. Menopoz ile birlikte östrojenin azalması kalp damar hastalık riskini arttırmaktadır. Menopoz döneminde kilo artışı, yüksek tansiyon, kolesterol yüksekliği, damar sertliği riskleri de artmıştır. Menopoz döneminde cinsel isteksizlik sık olarak görülmektedir.

Menopoz tanısı nasıl konur?

Kırk beş yaşın üzerindeki kadınlarda başka bir neden olmaksızın bir yıl süre ile adet kanamalarının olmaması menopoz tanısının konulması için yeterlidir; çoğu zaman başka bir test yapılmasına gerek yoktur. Menopoz için yapılan testler genellikle daha genç hastalarda gerekli olmakta ve yapılmaktadır.

Menopoz döneminde hala gebe olunabilir mi?

Doğurganlık ilerleyen yaşla birlikte azalmakta ve 45 yaş sonrası gebelik ihtimali önemli ölçüde düşmektedir. Ancak 45 yaşın üzerindeki bir kadında adet kanamaları devam ediyorsa bu durumda gebelik yine de mümkün olabilir. Adet kanamaları düzensiz olsa da gebelik olabilir ancak bir yıldan daha uzun süredir adet kanaması olmuyorsa gebelik ihtimali yoktur. Eğer adet kanamaları devam ediyorsa ve gebelik istenmiyorsa doğum kontrol yöntemleri kullanılmalıdır. Doğum kontrolü için doğum kontrol hapları kullanılmak isteniyorsa doktor önerisi ve kontrolü ile ilaç kullanılmalıdır.

Menopozda cinsel yaşam

Menopoz kadınlarda cinsel yaşamın herhangi bir korunma önlemi olmaksızın devam edebileceği bir dönemdir. Vajinal kuruluk nedeniyle cinsel ilişki esnasında ağrı hissedilebilir, bu nedenle nemlendirici yağlar kullanılabilir. Menopoz dönemindeki depresyon cinsel isteksizliğe neden olabilir. Ancak düzenli cinsel ilişki vajinanın incelmesini önleme açısından önemlidir.

Ne zaman doktora gidilmelidir?

Kırk beş yaşın üzerinde bir kadında adet kanamalarında düzensizlik başlamışsa menopoz döneminin başladığı düşünülebilir, ek şikayet olmaması durumunda doktora gidilmesine gerek yoktur. Adet kanamaları arası üç haftadan kısa olursa, adet kanama miktarı fazla olursa, adet dönemleri arası lekelenmeler olursa, menopozda olunduğu halde adet kanamaları tekrar başlamışsa doktora gidilmelidir. Bunun dışında kişinin baş edemediği, uyumasını, çalışmasını engelleyecek sıcak basmaları, gece terlemeleri, mutsuzluk veya depresyon durumu olması halinde de doktora başvurulmalıdır. Ayrıca menopoz döneminde kemik, kalp, meme ve jinekolojik muayene ve değerlendirilmelerin yapılması için de doktora gidilmelidir.

Tedavi yöntemleri nelerdir?

Menopoz döneminde yapılan tedavilerin temel amacı bu dönemde ortaya çıkan şikayetlerin giderilmesi ve dolayısıyla kadının yaşam kalitesinin yükseltilmesidir. Hormon (östrojen) tedavisi, bazı antidepresan ilaçlar menopozda ortaya çıkan şikayetlerin tedavisinde kullanılabilir. Bunun dışında vajinal kuruluk için vajinal yolla uygulanan tedaviler de kullanılabilmektedir. Ancak tüm bu ilaçların doktor gözetiminde başlanması gerekmektedir.

Fitoöstrojenler bitkisel kaynaklı östrojenlerdir ve birçok meyve, sebze ve bitkide bulunur. Soya fasulyesi, nohut, mercimek, keten tohumu, kızıl yonca, tahıllar, meyve ve sebzelerde bitkisel kaynaklı östrojen bulunmaktadır ve tüketilmesi yararlı olabilir.

Menopozdaki sıcak basmalarını gidermek için piyasada çok sayıda ‘doğal’ olarak sunulan ürün mevcuttur. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı karayılan otudur (black cohosh). Yapılan çalışmalarda etkin olduğu (plaseboya üstün olduğu) gösterilememiştir. Ayrıca daha önce meme kanseri geçirmiş olan kadınlarda meme dokusunda östrojen gibi etki göstererek meme kanserinin tekrarlamasına neden olabilir. Bunun dışında doğal veya bitkisel olarak pazarlanan diğer ürünlerinde kullanılması, olası yan etkilerinin bilinmemesi nedeniyle önerilmemektedir.

Menopoz döneminde kemik sağlığı çok önemlidir. Gerekli olması halinde kalsiyum ve vitamin D tedavileri kullanılabilir.

Kadınlar menopoz ile ilgili şikayetlerini azaltmak için kendileri neler yapabilirler?

Sıcak basması ve gece terlemeleri: Yaşanılan ortam serin tutulabilir. Ortam sıcaklığına göre daha ince, pamuklu ve terletmeyecek kıyafetler tercih edilebilir. Vücut sıcaklığını arttırabilecek alkol, baharatlı gıdalar, sıcak içeceklerden uzak durulabilir. Kilo kontrolüne dikkat edilmelidir. Stres azaltılmalıdır. Sigara kullanımı sıcak basma şikayetlerini arttırmaktadır, bu nedenle sigara içenlerin sigarayı bırakmaları önerilir.

Vajinal kuruluk: Cinsel ilişki öncesi vajinal nemlendirici yağlar kullanılabilir.

Uyku problemleri: Düzenli uyku planlanmalı, mümkün olduğu kadar aynı saatlerde yatmaya çalışılmalıdır. Gün içinde yapılan uyku kaçamakları akşamki uykuyu olumsuz etkileyebilir. Bunun dışında uykuyu olumsuz etkileyebilecek kahve tüketimi, yoğun alkol tüketiminden de kaçınılmalıdır.

Depresyon: Egzersiz yapmak kadınların daha aktif olmasını sağlayacağı gibi kendilerini daha iyi hissetmelerini de sağlayacaktır. Ayıca düzenli egzersiz yapılması kemik ve kalp sağlığının korunması içinde önemlidir.

Kemik sağlığı: Menopoz sonrası kemik erimesi açısından riskin olup olmadığı doktor ile konuşulmalı, ne zaman kemik yoğunluğunun değerlendirilmesi gerektiği öğrenilmelidir. Düzenli egzersiz yapılmalı, haftada üç ile dört kez 30-40 dakika egzersiz yapılması hedeflenmelidir. Sağlıklı ve dengeli beslenilmeli, yeterli kalsiyum, protein tüketilmesine gayret edilmelidir. Uygun şekilde güneşten faydalanılarak vitamin D ihtiyacı sağlanmalıdır. Sigara bırakılmalı, aşırı alkol ve kafein tüketiminden kaçınılmalıdır. Sağlıklı vücut ağırlığı korunmaya çalışılmalıdır.