POLİKİSTİK OVER SENDROMU

Polikistik Over Sendromu nedir? Ne Sıklıkla Görülür? Belirtileri Nelerdir?

Polikistik over sendromu (PKOS) doğurganlık çağındaki kadınların yaklaşık % 6-19’unda görülen yaygın bir hastalıktır. PKOS Türkiye’de her 5-7 kadından birini etkiliyor. Adet düzensizliği ve tüylenmede artış en önemli belirtileridir. Tüylenme artışı ve adet düzensizliği ilk adet görmeden itibaren başlar. Ergenlik döneminde kilo almayla birlikte yakınmalar daha da belirginleşir. Hastanın gördüğü adet sayısı azalır. Normal bir kadında adet görme döngüsü 21-35 gündür. PKOS’lu olgularda adet görme sıklığı 35 günden daha fazla olur ve genellikle yılda 9’dan az adet görürler. Hastaların bir kısmı uzun süre adet göremeyebilir.  Bununla beraber hastaların bazılarında adet düzensizliği görülmeyebilir, ancak bu adetler yumurtlamanın olmadığı anovulatuvar adetlerdir. Bir kadında ilk adet gördükten sonraki iki üç yıl içinde adet düzensizliği görülmesi normaldir. Beraberinde vücutta erkek tipi tüylenme artışı, erkek tipi saç dökülmesi, ciltte sivilcelenme gibi kozmetik problemler de ortaya çıkabilir.

Hangi Sağlık Sorunlarına Yol Açar?

PKOS gelişiminde genetik ve çevresel etkenlerin (özellikle obezite ve insülin direnci) etkileşimi önemlidir. PKOS hastalarında vücutta istenmeyen tüylenme, sivilcelenme, cillte yağlanma, saç dökülmesi, adet düzensizliği, infertilite (kısırlık) gibi fiziksel problemlerin yanında depresyon ve anksiyete şeklinde duygu durum bozuklukları da görülebilir. PKOS’lu hastalarda önemli metabolik sorunlar da karşımıza çıkar. PKOS’lu olgularda şeker hastalığı görülme sıklığı normal kadınlara göre 4-6 kat artmıştır. Bu nedenle bu olgulara kan şekerleri normal olsa dahi şeker yükleme testi yapılarak şeker hastası olup olmadıkları araştırılmalıdır.  Bununla beraber kardiyovasküler hastalıklar için risk etkenleri de önemli oranda artmıştır. Kötü kolesterol düzeyi artabilir, iyi kolesterol düzeyi azalabilir.

Nasıl Tanı Konur?

Tanıda kullandığımız üç kriter vardır. Birincisi erkek tipi hormonların kanda yüksek olması veya yüzde ve vücutta istenmeyen tüylenme artışı olmasıdır.  İkinci tanı kriteri adet düzensizliği varlığıdır. Üçüncü tanı kriteri ise yumurtalıklardaki polikistik over görüntüsüdür.  Ultrasonografide polikistik over görüntüsünü çatlamamış yumurta içeren kistler oluşturuyor. Bu görüntünün polikistik over sendromunun bir parçası olarak kabul edilmesi için bu kistlerin bir kısmının belli çapta ve sayıda olması ya da yumurtalıkların hacminin artmış olması gerekir. Bu üç tanı kriterinden en az ikisinin bulunması tanı için gereklidir. Ancak kesin tanı koymadan PKOS'u taklit edebilecek diğer bozuklukların ve ilaç kullanımının da uygun testlerle dışlanması gerekir. Bunlar arasında tiroid bezinin az çalışması, prolaktin isimli süt hormonunda yükseklik ya da bazı böbreküstü bezi enzim bozukluklarını sayabiliriz.

Tedavi Yöntemleri Nelerdir  ?

PKOS’un tanı ve tedavisi endokrinolog yönetiminde multidisipliner bir yaklaşımı ve ergenlikten menopoz sonrası döneme kadar uzun süreli takibi gerektirir. Tedavi hastanın yakınmalarının giderilmesine ve uzun dönem sağlık risklerinden korunmasına yöneliktir. PKOS tedavisi belirtilere ve hastanın çocuk isteğine göre farklılıklar gösterir. Bununla beraber yaşam tarzı değişikliği tedavinin en önemli bileşenidir. PKOS’lu olguların yaklaşık yarısı şişmandır.  Şişman PKOS’lu olgularda insülin direnci ön plandadır. Bu nedenle şişman olgularda tedavide birincil hedef kilo kaybıdır. Kilo kaybı sonucu insülin direnci azalacağı için erkeklik hormonları azalır. Yaklaşık %5 -10’luk bir kilo kaybı PKOS’lu olgularda adet düzensizliğini büyük oranda düzeltir. Kilo kaybı yumurtlamanın sağlıklı olmasını sağlar ve gebelik olasılığını arttırır.  Bunun yanı sıra tüylenmenin ve sivilcenin düzelmesinde de yararlı olur. Kilo kaybı için düşük kalorili dengeli bir diyet ve haftada yapılacak 150 dakikalık bir egzersiz yeterlidir. Bu şekilde ayda ortalama 2-4 kg verilir. Kilo vermek sabır gerektiren bir durumdur, önemli olan hızlı değil kalıcı kilo vermektir. Tüylenme tedavisinde mekanik ve ilaç tedavileri uygulanır. Hafif olgularda mekanik tedaviler (tıraş, ağda, lazer epilasyon, solüsyonlar) uygulanır.  Bu mekanik tedaviler içinde hasta kendisine uygun olanı yapabilir. Bilinenin aksine tıraş etmek yeni kıl oluşumunu arttırmaz. Lazer epilasyon uygulayan kadınlarda da tedaviden 2 yıl sonra yeni kıllar çıkabilir. Kıl döngüsü 6-12 ay olduğu için ilaç tedavisinin etkisi en az 6 ayda ortaya çıkar. Bu nedenle ilaç tedavisiyle beraber mekanik tedavi aynı anda uygulanır. İlaç tedavisiyle tüylenme tamamen düzelmez, ilaç bırakıldığında tekrar ortaya çıkar. İlaç tedavisi olarak ilk seçenek doğum kontrol hapları kullanılır, ağır olgularda doğum kontrol haplarına erkeklik hormon düzeyini azaltan ilaçlar eklenebilir. Sigara oral kontraseptiflerin kalp damar hastalıkları üzerine olan olumsuz etkilerini arttırır, bu nedenle bu olguların sigara içmemeleri önerilir. Tedaviye yanıt olarak epilasyon sıklığını azalır, kılın rengi açılır, kıl incelir ve daha yumuşak olur.

PKOS’lu olgularda adet düzensizliği vardır ve çocuk sahibi olamamaktan yakınırlar. Adet düzensizliğini düzeltmek için doğum kontrol hapları kullanılır. Doğum kontrol hapları hem tüylenmeyi hem de adet düzensizliğini düzeltir. Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlarda doğum kontrol hapları kullanılmaz. Çocuk sahibi olmak isteyen hastalarımızın bir kısmı sadece sağlıklı yaşam tarzı ile gebe kalabilirken bir kısmında ilaç tedavisi ve yardımcı üreme tekniklerinin kullanımı ihtiyacı olabilir.